28 Haziran 2009 Pazar

oğuz savaş


ülkerspor altyapısından yetişen ve bana göre genç pivotlar arasında gelecek vaadeden tek pivottur.ayak hareketleri avrupa da nikola pekovic le rekabet edebilecek kadar iyidir bence.ama bog(k)dan tanjevic denilen antrenör müsveddesi yüzünden yeterli süreyi alamamakta ve kendini gösterememektedir.kendi gelişimi de gene bu adam yüzünden yavaşlamıştır.bence bir an önce kendine iyi süre alabileceği türkiye'den bir takım bularak oraya gitmelidir.çünkü kendisinden gerçekten de çok ümitliim fakat avrupa'nın en iyi pivotu olamayacağından da eminim.yani hiç bir zaman hayranı olduğum nikola pekovic olamaycaktır.her şeyden önemlisi fazla ağır ve sıçrama kabiliyeti çok sınırlı.bırakın nba'i avrupa için bile bu atletik yetenekleri çok çok az.ikincisi ise yeterince agresif bir adam değil.mücadeleci yapısı gelişmemiş.bu da post up da poziyon alırken zorlanmasına neden oluyor.ribaunt yeteneği ise 2.10 boyundaki bir adam için dalga geçilecek kadar kötü.17 yaşındaki enes kanter; oğuz savaş kadar süre alsa emin olun 2 kat daha fazla ribaunt alır.önümüzdeki 3 yıl bence onun ne olup ne olamayacağını bize gösterecektir.

semih erden


darüşşafaka altyapısından yetişen, gaziosmanpaşalı boşnak muriç sülalesinden 2.12 boyundaki genç basketçi!16 yaşında ne oynuyorsa hala öyle oynuyor diyebiliriz.fiziği,atletizmi ve upuzun kolları nedeniyle hep kendisinden çok şey beklendi.çünkü bu özelliklere sahip uzun yoktu türkiye'de.ama o hep beklentileri ters tepmeyi bildi ve de durumu ortada.bu yıl biraz daha geliştirdi gibi kendini ama hala sırtı dönük oyunu oynamasını hiç bilmiyor.sırtı dönükte top alıp skor üretemeyen adamdan pivot mivot olmaz.tek yaptığı uygun poizyonda topu aldığında smacın koymak.bu şekilde belli bir şeyler yapabilir ama devamını asla getiremez.kendisinin gelebileceğin maksimum nokta van den spiegel'dir.nba falan hikaye

igor rakocevic


avrupa basketbolunun son yıllardaki tartışılmaz en önemli skoreridir.piyasadaki amerikalı skorerlerin aksine basketbol zekası gelişmiş ve de daha takım oyuncusudur ve de an itibariyle en skoreridir de.son üç yılda 2 kere euroleague in en skoreri olmayı başarmış bir oyuncudur.toplamda en fazla 5 kere maçını izlemişliğim vardır.hepsinde de en az 15 sayı atmayı başarmıştı.bir tanesinde ispanya ligi karşılaşmasında 25 dakikada 37 sayı döşemişti.ayakları inanılmaz derecede çabuk bir oyuncu bir kere.heo ömer onan'ın ne kadar hızlı olduğundan bahsederiz fakat rakocevic en az onun kadar hızlı garanti verebilirim.perdelemelerden faydalanıp içeri girmesini de çok iyi biliyor ayrıca.üçlük başarısı da mükemmel.kısacası efes pilsen,damir mulaomeroviç'ten sonra tam anlamıyla bir skorer oyuncu bulabildi(marcus brown'dan daha iyi)

27 Haziran 2009 Cumartesi

vlado scepanovic


2000 2001 sezonundaki efes pilsen in önemli skorerlerinden scepanovic.vılado şıçepanoviç şeklinde telaffuz edilen bir ada sahipti.istikrarsızın allah ıydı.kötü oyuncu da değildi gene de.kardağlım bir oyuncu olu buducnost altyapısından yetişmiştir ama o takımdaki oyununu başka hiç bir takımda oynayamamıştır.

mehmet okur

baba tarafından boşnak,ana tarafından çerkez ve polonyalı olan yalova doğumlu basketbolcu.nihad iziç tarafından çok üzerine düşülmüş ve bu sayede bu günlere gelmiştir.bilinenin aksine kendisini keşfeden tofaş değil oyak renault klubüdür.14 yaşına kadar basketbol oynamamıştır.ama uzun boyuyla farkedilince bursa altyapısının yolunu tuatarak tofaş a geçti orada parladı.efes pilsen de soluğu aldı.2000 2001 seonunda ve ardından gelen 2001 2002 sezonunda efes te çok iyi işler çıkartıp nba yolcusu oldu.stili çok yumuşak ve şuta dayalı bir oyuncu.kısacası en sevmediğim oyuncu tarzı.eskiden bu kadar değildi ama nba e gidince sertliğinden çok şey kaybetti.eski mehmet böyle değildi emin olun.karadağlı pivot nikola pekovic gibi sırtı dönük oyunu bilse, üstüne şu iyi yaptığı yüzü dönük oyununu eklese çok daha iyi olurdu ama olmadı işte.

hüseyin beşok


türk basketboluna yön veren her oyuncu gibi kendisi de boşnak kökenli bir aileden geliyor.galatasaray da geçen sezonu tamamladı ve şimdi türk telekom da.geçen yıl eurochallange cup ta 13.3 sayı,6.7 ribaunt ve de 1.3 asist ortalamalarını yakalmaıştı.hem de 22.7 dakika ortalamayla.bu bile bence kendisine o kadar kazma diyenlere gerekli cevap niteliğinde.bir ara prokom trefl,le mans gibi takımlarda da çok iyi sezonlar geçirdi.fransa da le mans tayken lig finallerinin mvp si falan olmuştu.14 sayı ortalaması yakalamıştı o sezon.1999 2000 sezonundaki efsane efes kadarosunun demirbaşlarından biriydi klasik tabirle.o sezon ribaunt kralı olup maccabi tel aviv'e girmişti.orada yalan oldu tabi.bench mahkumu oldu.sonra sakatlıklar,1 yıl hırvatistan'da rehabilitasyon....bence kendisi türkiye de ve milli takımda hiç bir zaman hakettiği yeri bulamayan biri olmuştur.türk telekom iyi iş çıkardı

tomas satoransky


bu tipsiz oğlana dikkat diyorum.oğlan dediysek de yanlış anlaşılmasın.çek cumhuriyeti'nin gelecek vaadeden 194 cm boyundaki guardıdır kendisi.çok da genç.ekim 1991 doğumlu.kendisi 2007 yılındaki yıldızlar basketbol şampiyonasına damgasını vuran bir isimdi.15 sayı,12.3 ribaunt ve 4.7 ribaunt istatistiklerini yakaladı.topun kıymetini bilen ve oldukça yüksek yüzdeli şut kullanan bir oyuncu.2008 yılında ise kendisinden 1,5 yaş büyüklere karşı oynadığı U18 turnuvasında ise 16.1 sayı,7.3 ribaunt ve 6.4 asist ortalamalrını yakaladı.bu istatistikler yanıltıcı olabilir çünkü takımı division b'deydi ama bence asıl çarpıcı istatistikleri ise 2009 avrupa şampiyonası elemelerinde bosna hersek,ingiltere ve israil'e karşı çıkardığı maçlardakiler.9 sayı,3 ribaunt ve 2.2 asist istatistiklerini yakaladı.bosna hersek'le olan maçlarını evimdeki kablolu tv sayesinde bir boşnak kanalından seyretmiştim.işte o zaman keşfettim bu çocuğu.içeri girişleri gerçekten harikaydı.delici özellikleri ve fundamental'i muhteşemdi.sonra youtube tan videoalrına bakayım dedim.bir baktım çek ligindeki smaçları ve çek all star ındaki smaç yarışmasından smaçları.millietin üstünden çatur çutur smaç vurduğu yetmezmiş gibi bir de dunk contest ta bacak arası,windmill falan yapıyor.rubio kadar belki kendisi önemsenmedi.rubio nun onda biri kadar popüler olamadı ama ben belli olmaz hiç bir şey diyorum.ileride bu çocuğu belki rubio'dan daha iyi yerlerde görebiliriz.rubio kadar şımarma şansı yok bu çocuğun.umarım kendini geliştirir ama bu çek liginde olcak gibi değil.neredeyse türk takımlarına mail falan atıcam bu adamı gidip alın diye.18 yaşında bile değil.koy altyapıya az oynasın sonra da ver darüşşafaka'ya(bir efes pilsenli olarak böle düşünüyorum tabi:) kendini geiştirsin.bu kadar kolay değil biliyorum.alışma problemleri,takıma uyum falan kolay değil.ben de konuşuyorum ölesine zaten

kaspars kambala


2.06 boyunda ve de 120 kilo ağırlığında bir adam düşünün ve bu adam sırf kas olsun.işte bu düşündüğünüz adam kaspars kambala'dır.toplamda 4 sezon türkiye'de dorma giymişti.efes pilsen de oynadığı dönemdeki performansını gittiği her takımda aratmıştı.fiziğini harika kullanan bir adamdı.2.06 boy pivot olmak için iyi bir boy değildi.hele nba'de bu boyda bir sürü üç numara olduğunu düşünürsek.bu boy açığını hep fiziğiyle kapatmayan çalışmıştı ve gayet de başarılıydı bu konuda.barcelona'ya 41 sayı attığı bir maçı hatırlarım.resmen pota altını karartmıştı.boyu kısa olduğundan olsa gerek çok blok yerdi.izlediğim her 3 maçın birinde jeneriklik bir blok yemiştir sanırım.dopingçi çıkınca boks a falan merak sarmıştı.sonra rusya,2da bir takımla anlaşığ basketbola geri dönmüştü sanırım.ama ne kadar başarılı olmuştur bilemem.yaşı da 31 aslında.bence çalışırsa şansı yüksek.ne de olsa hayvani bir fiziğe sahip

ibrahim kutluay


1999-2000 efes pilsen kadrosunun en önemlilerinden biriydi.her ne kadar damir mulaomerovic'in takımda bulunmasından dolayı 1998-1999 sezonunda fenerbahçe'de yaptığı istatistiklerin yarısını yapabilse de takımın önemli bir skor opsiyonuydu ama kesinlikle damir kadar iyi değildi.evlendikten sonra kariyeri düşüşe geçen oyuncular kervanına katılmıştı en son.şimdi itü'de forma giyiyor.takımın birinci lige çıkmasını sağladı.bu sezonda takımın formasını giyer mi bilmiyorum

marcus brown


damir mulaomeroviç kadar olmasa da çok yönlü oyuncu klasmanına sokulabilecek bir 2 numaraydı.bir unicaja malaga maçı vardı çok yiyi hatırlarım.deplasmandaydı ve maç başabaştı.karşı takımdaki yugoslav bir guardla müthiş bir duelloya girmişlerdi.ikisi de üçlük atıyor,turnikenin ebesine atlıyor ve asistler havada uçuşuyordu.dullonun galibi marcus brown ve efes pilsen olmuştu.yugoslav guardın adı aklımda değil ama aklıma gelince muhakkak yazarım.efes pilsen'e gelmiş en iyi skorerdir bence.her şeyden önce istikrarlı bir adamdı bir kere.daha sonra gelen popovic gibi 32 sayı attığı maçın ertesinde 5 sayı atmazdı.kaspars kambala'yla beraber bize orgazmik dakikalar yaşatırlardı.mehmet okur da o takımdaydı.bu kadro maalesef final four yaşayamadı.türkiye ligini tabiki de domine etti ama avrupa'da çok kötü mağlubiyetler aldı.çeyrek finalde kime elendiğini hatırlamaya çalışıyorum ama hatırladığım 2-1 lik bir seri sonucu elendiğiydi.en son maccabi'deydi.yaşına rağmen hala üçlüklleri atmaya devam ediyordu.

dejan bodiroga


maalesef bodirogayı durduramıyoruz.hayatımda seyrettiğim ilk basketbol maçında bu sözleri işitmiştim.hala kulağımda çınlayı durur.bu seyrettiğim ilk maç 2000 yılındaki euroleague final four'daki efes pilsen-panathinaikos maçıydı.maçın kaç kaç bittiğini açıkçası tam hatırlamıyordum ama şimdi fibaeurope'un sitesinden baktım da 81-71 bitmiş ve tabiki de pana yenmiş.bu 22 sayının neden baksanız 11 12 tanesini son çeyrekte atmıştı bodiroga.hidayet ve damir mulaomerovic'e basketbolu öğretmişti.bodiroga,nba'deki it gibi koşan,pire gibi sıçrayan ve de kas yığını haline gelmiş zenci basketçilerin özellilliklerinden tekine bile sahip değildi.ne adamm gibi sıçrayabilirdi ne de çok hızlıydı.fiziği fena değildi ama bir lebron james,carmelo anthony,boris diaw gibi bir güce sahip değildi.ama müthiş bir fundamental'e ve de hiç bir oyuncu da görmediğim bir zekaya sahipti.bahsettiğim soznda 17,2 sayı 4.9 ribaunt ve 3.4 asist ortalamasını yüzde 62'lik bir iki sayı yüzde 40'lık da üç sayı yüzdesiyle yapması(sadece son çeyreklerde üçlük denerdi ve çok ender denerdi.bahsettiğim sezonda 20 tane denemiş) onun ne kadar iyi bir takım oyuncusu ve de doğru şut tercihi yapan biri olduğunu gösteriri bence.sonra barcelona'ya gitti ve bir klasik olarak final four mvp si oldu.ama sonuçta atletik kabiliyeti çok zayıf bir beyaz oyuncuydu.yaşlılık hemen vurdu onu.sonra lottomatica roma semalarında gözükmüştü.eski oyunundan eser yoktu tabi.ama ben gene de onun maçlarını internetten bir kanal bulup izlemeye çalıştım.aynı michael jackson gibi gidişiyle bir devir kapanmıştır gözümde.

24 Haziran 2009 Çarşamba

mirsad türkcan

kendimi bildim bileli her maçtan sonra novi pazar'a selam yollamak için çırpınan bir basketbolcuydu.nba'e giden ilk türk basketbolcudur.hatta espn'Den öğrendiğime göre bir ara takas olduğu takımlardan birinde oyunda kaldığı sürece toplam ribaunta oranla en iyi ribaunt yüzdesine sahip olan oyunculardan biriydi.montepaschi siena'yla avrupa üçüncüsü olduğu dönemde öaç başına 13,9 ribaunt gibi insan dışı bir ortalama da yakalamıştı.yeni kuşak ekürisi andris biedrins'tir bence.hırsı ise örnek olmalıdır ama biraz asabidir.basketbol sahalarında bir çok kez dayak yemişliği vardır(haislip ve italya'dayken bir adam da dövmenin eşiğine gelmişti).bu yaşında eurolegue top 16 mvp'si olmayı başarması ise şarap gibi sporcu olduğunu göstermiştir

hidayet türkoğlu

aynı bendeniz gibi yugoslavya göçmeni bir boşnak'tır.nba de kendini inanılmaz geliştirdi.efes pilsen'De onu izlemiş biri olarak lakers serisinde onu oyununu görünce gözyaşlarıma hakim olamayacaktım.biraz ağır bir oyuncudur aslında ama fundamental olarak sağlamdır,göğüs bölgesi de ettoro messina'nın da dediği gibi televizyon seti gibidir maşallah:D ama gene de kapasite olarak çok daha iyisini yapabilirdi ama istikrar onun çok büyük bir sorunu.bir de kibirli bir insandır.hep düşlemişimdir dejan bodiroga'daki oyun zekası hido'da olsu nolurdu diye.sanırım avrupa basketbolunun bir efsanesi olurdu

ender arslan

hakkında ne yazsam bilemiyorum.kendimi bildim bileli bu adam efes pilsen'de ve türk milli takımında.bir euroleague maçında,yanılmıyorsam 22 yaşındaydı,12 asist mi ne yapmıştı bir maçta.o gün çok üzülmüştüm en az 5 yıl milli takımı garantiledi diye.gerçekten de dediğim çıktı.dünya üzerinde son hücumu en kötü kullanan oyuncudur.hızlı düşünemez.bir nevi basketbolun sabri sarıoğlu'sudur.eurobasket 2009 kadrosunda resmen onu gördüm ve resmen yıkıldım

damir mulaomeroviç

boşnak asıllı hırvat yıldız.türk basketboluna katkısı tartışılmazdır.efes pilsen'de 1999-2000 ve 2000-2001 sezonlarında efes pilsen forması giymişti.efes'ten önce hiç bir zaman kariyeri çok çok parlak olan bir oyuncu değildi.winnington group mu ne öle salak bir takımdan gelmişti.oyunun hem skor hem de asist yanını çok iyi yapardı.pick and roll onun uzmanlık alanıydı.perdelerden çıkıp içeri girişleri inanılmazdı.benim hayatımda ilk beğendiğim basketbolcuydu.efes'i ne olursa olsun kendi başına avrupa'da üçüncülüğe taşımıştı.ama elinde çok top tutardı,bazen birebirde iyi savunma gördü mü pes etmez pozisyonu zorlardı ve yanlış şut tercihleri yapardı.basketbol zekası çok üst düzey değildi.dejan boldiroga'yı gören bir bünyeye öyle görüyor da olabilir gerçi:D hala basketbol oynuyor olabilir,geçen sezon yunanistan'Da paok'ta oynuyordu ve takımın en çok asist yapan ve sayı atan oyuncusuydu.ölüsü bile yetiyor demek ki