press kardeşler(semenya hal etmiş,izbandut mübarek)caster semenya adlı atleti atletizm seven ya da sevmeyen herkes duymuştur artık.duyma sebebi ise aslında 800 ve 1500 metredeki başarıları olmadı.inanılmaz dereceler yaptı belki(bolt kadar olmasa da,tabi kendi dalında) ama onu daha çok yarışmalara girmeden önce yapılmak istenen cinsiyet testi ve elde ettiği başarılardan sonra açıklanan ilk sonuçlarla tanıdık çoğumuz.semenya aslında inanılmaz genç bir atlet.sadece 18 yaşında(onlarda bizdeki gibi küçültme var mıdır bilmem:)).resimde gördüğünüz gibi muazzam bir fiziği var.acayip iri.diğer atletler yanında çocuğu gibi kalıyor.surat ifadesi ise oldukça erkeksi duruyor.bu bir gerçek ama ben bu cinsiyet tartışmalarını ilk duyduğumda baya bir tepki göstermiştim.'napalım,allah vergisi.olabilir' demiştim ama işin rengi sonra birraz değişti.semenya'nın koçunun daha önce doping deyince ilk akla gelen doğu almanya atletlerine erkeklik hormonu ve kortizon vermekle suçlanıp aklanamayan bir adam olduğunu öğrendik.bu acaba tesadüf olabilir mi diye demedik de değil.sonra bu erkeklik hormonu olayının ve cinsiyet testi adı verilen testin tarihçesi de ortaya çıkınca işin rengi gittikçe garipleşti derken bir de semenya'da ilk sonuçlara göre normalden 3 kat fazla testesteron çıkmış.bir ara ebesi bile çıkıp konuşmuş, onu bilirim,kız oğlan kızdır demiş.bu 3 kat olayı açıkçası hormonal bir bozukluk mudur yoksa şu 'doğu alman' antrenörün becerdiği bir iş midir nasıl ortaya çıkacak bilmiyorum.ama bugün mynet haber'de gördüğüm bir haber çok ilgimi çekti.gerçekten onlara teşekkür etmek gerek.muazzam bir haber hazırlamışlar.bu cinsiyet tartışmalarının aslında ne kadar geriye gittiğini ve caster semenya ile birlikte ortaya çıkan bir şey olmadığını gösterdiler.haber gerçekten çok çok ilginç.örneğin;
DORA RATJEN
Adolf Hitler, 1936 yılında Berlin’de yapılan Olimpiyat oyunlarında Ari ırkının üstünlüğünü göstermek istedi.
Kalın sesiyle farkedilen ve diğer kadın atletlerle aynı duşu paylaşmayı redetmesiyle bilinen Alman Dora Ratjen, Almanya’nın kadınlar yüksek atlama kategorisindeki sporcusuydu. Olimpiyatları, dördüncü sırada bitirdi. Bu kategoride üçüncü olan Dorothy Tyler, Ratjeni şöyle anlatıyor: “Dora’ya karşı mücadele ettim ve onun bir erkek olduğunu biliyordum. Sesi ve vücut yapısından belli oluyordu.”Ratjen’in, daha sonra Avrupa’daki bir yarıştan Almanya’ya dönerken tren istasyonunda erkek olduğu ortaya çıktı. Ratjen, etek giymesine rağmen etrafındaki kişiler tarafından ‘erkeklerde sabah traş olduktan sonra akşam üzeri oluşan kirli sakalla’ yakalandı. Onu muayene etti ve erkek olduğu ortaya çıktı. 1938 senesinde Ratjen, mücadeleden men edildi.
bu herif de semenya'nın üstündeki kişi.erkek olduğu her halinden belli.öyle iki yandan saç örmekle de pek kamufle olmamış anlaşılan.bir de şu var:
SİN KİM DAN
Dan, 1961 ve 1962 yıllarında 400 m ve 800 m koşularında kadınlar kategorisinin rekorlarını kırdı.
400 metreyi 52 saniyenin altında koşan ilk kadındı. 1963 yılında Moskova’da, diğer kadın koşucular Dan ile yarışmayı, onun erkeğe benzemesi nedeniyle istemedi. Bu olaylar gerçekleşirken Güney Koreli bir adam, Sin Kim Dan’ın savaş sırasında kaybolan oğlu olduğunu iddia etti.
Mecburi cinsiyet testi 1966 yılında uluslararası yarışmalara katılan atletlere zorunlu hale getirildi. Sin de bu tarihten sonra yarışmalara katılmadı.
bu da başka bir 'ohaaa' dedirten olay.adam çıkıp kayıp oğlum demiş ve cinsiyet testi yapılması kararlaştırıldıktan sonra ise ortadan kaybolmuş.yalnız bu cinsiyet testinin ortaya çıkmasından sonra ortadan kaybolan ve bir daha yarışmalara katılmayan tek atlet bu değil:
TAMARA ve İRİNA PRESS
Tamara ve Irina Press kız kardeşler 1960 lı yıllarda Sovyetler adına yarışırken beş koşu yarışı kazandılar.
Kariyerleri devam ederken cinsiyet testi zorunlu hale getirildi ve iki kardeş, ortadan kayboldu. Eleştirmenler Press'lerin aslen erkek ya da çift cinsiyetli olduğunu söyledi.
tesadüf olamayacak kadar parçalar birbirini tamamlamış.bir de şöyle bir şey daha var:
MARY EDİTH LOUİSE WESTON
Mary Edith Louise Weston, İngiltere’nin 1924 -1930 yılları arasında en iyi güllecisi ve 1927 yılında da en iyi ciritçisiydi.
Halen ülkenin gülle rekorunu elinde bulundurmaktadır. Ancak Mary, 1930lu yılların ortasında Mark Weston oldu. Kullandığı doping ve kas ilaçları yüzünden cinsiyet değiştirdiği tahmin ediliyor.
gördüğünüz gibi bir rekor bu kadar süredir kırılamadıysa ve de sonradan bir anda marc weston olduysa bu da hormon almış demektir.sergei bubka da diyebilirsiniz ama bubka bun kadar eski değil ve 80 li yılların atleti.bu ise 1920'ler ve o dönemin antrenman şartları ve spor kültürünü göz önünde bulundurursak bu kadardır kırılamayan rekor ya insan üstü bir güçle yapılmıştır ya da görüldüğü gibi dopingle.10 saniyenin altına inemez denen insanoğlu 9.58 koştu(tamam ulan,bolt insan değil).en dikkatimi çekenleri kopyala yapıştır yoluyla paylaştım.daha fazlası için vereceğim linke bakabilirsiniz.semenya olayı gördüğümüz üzere benim en başta düşündüğüm kadar basit bir şey değilmiş. ve de ilk değilmiş.belki de son olmayacak.caster semenya belki de doğuştan böyle.açıkçası buraya yazmadığım ama linkte göreceğiniz soundarajan adlı hint atlet anladığım kadarıyla doğuştan olan özelliklerinden dolayı cinsiyet testine takıldı.peki bu atletin suçu nedir? öyle ya da böyle fiziksel üstünlüğü oluyor diyebilirsiniz,diğerlerine göre daha avantajlı falan.eee,usain bolt'un da fiziği diğerlerinden daha iyi ki böyle insan üstü koşuyor.tyson gay ondan daha mı az idman yapıyor?belki de bolt'tan daha teknolojik imkanları olan pistlerde ve salonlarda çalışıyor ama bu adamı geçemiyor,geçemiyor ve geçemeyecek.şu an çok alakasız bir kıyaslama da yapıyor olabilirim ama doğuştan bazı erkeksi hormonlara ya da kromozomlara sahip atletlerin de bu şekilde diskalifiye edilmesine ise açıkçası üzüldüm(bana ne oluyorsa).zor bir durum,ama karar net.test belli ve doğuştan ya da sonradan verilen hormonla farketmez,kriterlere uyacaksın.semenya'nın belki de madalyası geri alınacak,bilemiyorum.yalnızca tek dileğim doğuştan böyle olması ve bu konuda sabıkası ile bilinen eski doğu almanya kökenli antrenörün bu işin içinde olmaması.bu da haber linki:
resimler:mynet dora ratjen(şaka gibi)









ah şemsettin,sen ne adamsın be.ne basketbolcu olacak fiziğin vardı ne de tipin.gördüğüm en garip stilli adamdın.adın bile basketbolcu adı dedğildi.ne bileyim şemsettin baş ya,bir garip yani.aslında şemsettin kariyeri boyunca süre aldığı her takımda kesinlikle en baş skor opsiyonlarından biri olmuştur.en parlak dönemi muhtemelen 2000 2001 sezonudur.tesadüf benim de basketbola ilgi duymaya başladığım zamanlardı.çok küçüktüm ama çok ilgiliydim.daha o zamanlar basketboldan hiç anlamamama rağmen bu adamda bir gariplik olduğunu anlamıştım.garip bir stili vardı.çok garip turnikeye girerdi,geriye çekilip acayip şutlar atardı ama çoğu da girerdi.turnike yüzdesi inanılmaz bir adamdı.üçlükleri de gününde oldu mu ardı arkası kesilmezdi.ya nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama komik olduğu kadar başarılı bir tarza sahipti.boşnak kökenli olup mirsad türkcan'ın akrabasıdır.herkese ve tabiki bana göre de kapasitesini yüzde yüz kullanabilen ender basketbolculardandır.gene kendisi gibi boşnak kökenli orhan güler ya da bir zamanların olympiakos'lusu nihat emre ekim gibi adamları gördükçe de bu adama saygı duymamak imkansız.ne olursa olsun türkiye liginde 22.4,saporta cup da da 22.6 sayı ortalamaları tutturabilmek kolay değildir.bu sezonlar dışında da 11-15 sayı arası bir ortalamayı muhakkak yakalardı şemsettin baş.tofaş altyapısından çıkmış olması da bursa'da uzun yıllar geçirmiş ve tofaş'ta kısa da olsa vakit geçirmiş biri olarak beni ona daha da ilgi duymaya sevketti.kısacası gittiği her takımda ön plana çıkmış,takımın onca amerikalısı ya da yugoslav'ına rağmen(sanki kendisi yugoslav değil,mantıksız oldu??) hep önemli bir skor opsiyonu olarak kalmış fakat türk basketbolunun 79 jenerasyonunun da çıkış yaptığı döneme de denk gelmesiyle milli takımda fazla göremediğimiz bir oyuncu olmuştur.aynı kuzeni mirsad gibi çok yetenekli değildi ama aynı kuzeni gibi yeteneklerini ve yapabileceklerinin farkına varıp onu yüzde 100 kullanmasını bildi.şimdi de bir basketbol okulu açmış.kendisini gerçkten türk basketboluna hem profesyonelken hem de emekliyken verdiği emeklerden ötürü bir plaketi hakediyor.






britanya basketbolunun yetiştirdiği ender başarılı basketbolculardandır.resimdeki sarı formalı kıllı bacak işte dediğim adam.justin tv sayesinde ve game on turnuvası aracılığıyla 2 maçını syretme fırsatını yakaladım.kendisini ise 2 yıldır takip ederim istatistik olarak.kendini 2 yıldır çok da geliştiremedi aslında.ama ispanya ligi gibi takımların çoğunun euroleague seviyesinde olduğu bir ligde 17 dakika ortalamayla 9.6 sayı ortalaması yakalaması,uleb cup da da 20 dk. ortalamayla 12 sayı yapması kendisinin ne denli iyi bir pivot olduğunu gösterir nitelikte.şubat 1987 doğumludur.bizim 87 doğumlu nba tarafından draft edilmiş pivotlarımızdan hücum olrak kıyaslanamatacak kadar iyidir.kendisi de 2005 yılında 30. sıradan draft edilmiş ama hangi takım hatırlamıyorum.birinci sıradan draft edildiğine göre gideceği takımda kendine süre bulabilir.pivot hareketleri çok iyi olan bir oyuncu değil aslında ama 2.08 boyundaki bir oyuncuya göre inanılmaz hareketli ve zenci gibi sıçrayıp smaçlar vurabiliyor.bu nedenle nba de bir şeyler yapabileceğine inanıyorum.britanya ile yaptığımız maçta ömer aşık,semih erden ve oğuz savaş a ribaunt göstermeyip ersan'ın üstünden güzel bir smaç vurmuştu ama hakem her ne kadar faul dese de bir smacı ömer aşık tarafından süt gibi bir blokla engellendi.ama ne olursa olsun 25 yaşına kadar avrupa'da en az 25 dakika süre alabileceği bir euroleague takımında 1-2 sezon oynayabilirse kendini daha da geliştirir ve nba'e gider.ispanya da euroleague seviyesinde bir çok takım var dedim fakat gene de bir cska moskova'nın savrasenko,khryapa gibi en iyi uzun savunmacılar ya da pekovic gibi fundamental harikası bir pivot yok acb liginde.gran canaria'dan bir an önce kurtulursa nba'de adını duyarız gibime geliyor ama boyu da problem.bir 4 numara olabilir nba'de 208 boyla ama gördüğüm kadarıyla yüzü dönük oyunu pek beceremiyor.ama ben gene de umutluyum.en kötü ihtimal avrupa'nın elit pivotlarından biri olur
